• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.40)
Yazar ali lidar
tesirsiz parçalar - ali lidar
"beni affetme... anlama da... hayatımın özeti, düzeltilemeyecek kadar vahim bir anlatım bozukluğu... beni daha fazla konuşturma... ben susayım, sen ağla... gusül abdesti alabileceğim kadar gözyaşı biriktir benim için... sonra beraberce çayıma siyanür karıştıralım. önce göm beni, sonra anla…"

çocukluğa, büyümeye, beşiktaş'a, bayramlık ayakkabılara, içinden oyuncak çıkan yumurtalara, coğrafi uzaklıklara, bakmak için ölünen gözlere bakamaya, âşık olmaya ve olamamaya; bazen deep purple'a, bazen ferdi tayfur'a, bazen salinger'a, bazen oğuz atay'a; anneye, babaya, kardeşe, sevgiliye, insana; kısacası hayata dair tesirli bir bakış açısı...

yanı başımızdaki insanların trajedilerine bir sigara içimi süresince üzülüp sonra unuttuğumuz bir dünyada ali lidar, yazdıklarıyla donmuş insanlığımıza ateşle yaklaşıyor.
(tanıtım bülteninden)


  1. bu kitap bir arkadaşımın hediyesi bana üstünde ali lidar imzalı. çok abartmaya gerek yok güzel bir kitap içinde beğendiğim hikayeler olmuştu.
    özellikle oraletli kısımda kendimi görmüştüm.

    keşke


    “keşke bir gemide olsak” dedi. “nereye gittiğimizi bilmeden denizin sonsuz maviliğinde kaybolsak. başbaşa..” “peki gemiyi kim kullanacak? ne yiyip ne içeceğiz? bu geminin mazotu hiç mi bitmeyecek?” gibi mantık dışı sorularla kafasını kucalamak istemedim. gemiye binmekten pek hoşlandığım söylenemezdi, ama gemiye binmemeyi seviyorum da diyemezdim. bir süre kelime aradım. sonra ‘keşke’ dedim. çok sevdim keşkeyi, yalan söylemiş olmazsın keşke dediğinde. söylememiş de olmazsın. hatta bir şey söylemiş bile olmazsın. ama söylemişsindir de bir taraftan. baştan savar bir temenniyle ağır başlı bir istek arasında nazlı nazlı salınan sihirli bir sözcük gibiydi keşke. “sikeyim gemisini, gel şurada birer oralet içip hiç konuşmadan gelip geçen insanlara bakalım” dedim sonra. demez olaydım. benimle hayal kurulmazmış. o an karar verdim, artık keşkeden başka laf etmeyecektim. “ben gidiyorum” dedi. “keşke” dedim. kalsaydı yine keşke diyecektim. anlamlı olup olmaması umurumda değildi. çünkü anlamıştım, karşımızdaki insanlar, hatta en sevgililerimiz bile hayallerine yancı arıyorlardı sadece. gemide de oralet içebiliriz deyip kalbimi fethedebilirdi isteseydi. aklına bile gelmedi. gelseydi. keşke..